Web3 Vahşi Batı Mı?

Yazar: Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu

 

Herhangi bir olguya, sözleşmeye ya da uyuşmazlığa hukukçu gözünden bakmak, ilk olarak şu soruyu sormayı gerektiriyor: Hangi hukuk uygulanacak? Bunu belirlerken kullandığımız en büyük ölçütlerden biri, ‘yer’. Peki ya kurulan sözleşme ya da yaşanan uyuşmazlık ‘Merkezsiz’ ise?

 Web3 yaşayış biçimimizi değiştirmeye açıkça aday. Parayla, sanatla, eğlenceyle ve güvenlikle ilişkimiz şimdiden dönüşmeye başladı. Parayı ihraç edenin de, borsa oluşturanın da, yeni evrenleri kuranların da merkezi artık belirli değil. Öyleyse yüzlerce ülkeden üyesi olan bir DAO’nun yönettiği bir metaverse hangi hukuka tabi olmalı?

Web3 kuralları olmayan bir vahşi batı mı, normatif hukukun yansıyacağı yeni bir mecra mı, yoksa yeni kuralların yaratılabileceği yepyeni bir başlangıç fırsatı mı?

Var olan hukukun bu alanı düzenleme çabaları her ne kadar yeterli olmasa da, burayı bir ‘vahşi Batı’ olarak tanımlamak çok riskli. Web3 dünyasının ürünleri olarak token’lar, NFT'ler ve bunların temsil ettiği değerler başıboş bırakılamayacak kadar kıymetli. 

Hâlihazırda oturtulan normatif hukuk düzeninin bu alana da yansıtılması geçiş dönemi için oldukça makul, fakat belirli bir zamana kadar her platform kendi kurallarını koymak durumunda kalacak. Bununla birlikte, bir düzenin kurallarının o topluma göre oluşturulduğunu unutmamak gerekiyor. Suç işlemenin serbest olduğu bir ‘arınma metaverse'ünde günümüz ceza hukukunu uygulamak çok da anlamlı veya işlevsel değil.

Gelişmelerin çok hızlı olduğu ve her tür iş modelinin bir yansımasının bulunduğu bu dünyayı regüle etmenin tek yolu uluslararası yumuşak çerçeve yasalar. Yani doğrudan yasaklamaktan ziyade, alana yön veren yasalar. Regülatif alanları kapsayan bu çerçevenin altında topluluk hukukuna bir şans vermek için çok iyi bir fırsatımız var. DAO’ların oluşturduğu yönetişim modelleri doğrudan demokrasinin modern bir yansıması. Kararları seçilenin değil doğrudan seçenin verdiği bir düzen heyecan ve umut verici.

Geçiş döneminde ne yapmak gerekiyor? Eğer üreten taraftaysak, taşlar yerine oturana kadar yapılacak en doğru şey uyum ve gri alan yönetimi. Ortaya koyulan iş ya da işlemin normal hukuk düzenindeki iz düşümü en doğru başlangıç. Temas edilen ülkelerden düzenlemeleri en katı olanları kendimize örnek olabiliriz. Katı düzenlemelerden regülasyon kurumlarının tavırlarının yasaklayıcı, çıkartılan yasaların kripto varlık arzını, alım-satımını, kriptoya dair işlemlerin yapılmasını önleyici olmasını anlayabiliriz. Böylelikle kendimizi en zoruna hazırlamış oluruz.Faaliyet alanımıza ilişkin regülasyon kurumlarının açıklamalarını ve yasa çalışmalarını düzenli takip etmeliyiz. Bu alanda hiç düzenleme yapmayan, olumlu düzenleme yapan, kurucularının sorumluluklarını sınırlayan ya da gizli kalmasına imkân veren ülkeler projeleri yürütmek için doğru tercihler olabilir.

 Eğer tüketen taraftaysak, dahil olduğumuz projelerdeki riskleri anlayabilecek kadar finansal ve hukuksal okur-yazarlığımızı geliştirmeliyiz. Whitepaper ve litepaper evraklarını dikkatlice incelemeli, sektöre ilişkin haberleri takip ederek bu alanda doğmuş hukuki riskleri tespit etmeliyiz. İçinde bulunduğumuz DAO’ların ve projelerin hukuki evrakları bu konuya gösterilen özen için güzel birer gösterge olabilir. 

Hukuk normalde hep teknolojinin arkasından gelir; fakat bu sefer atalet lüksü yok! Web3’ü vahşi Batı’ya dönüştürmeden önce alanı yönlendirecek bir çerçeveye ve topluluk hukukuna şans vermek için önemli bir fırsatımız var.

Previous
Previous

Röportaj: MetaxCollective

Next
Next

Merkezsiz İle İlk Buluşma!