Röportaj: MetaxCollective

Sentient OVIV #8 by Selay Karasu

Röportaj: Sude Orhan

80 farklı sanatçıya ev sahipliği yaparak ekosistemin en kapsamlı drop’larından birine imza atan MetaxCollective’in 5 Haziran’da gerçekleştirdiği 1600 parçalık koleksiyonu 24 saatte tükendi. Bu, büyük bir başarı. Komüniteyi bir araya getiren isimlerden Carbone ile İstanbul’da buluşuyoruz. 

MetaxCollective nasıl oluştu?

NFT üreten sanatçıların bir arada hızlı ve doğru bilgi akışı sağlaması ve muhabbet edip eğlenmesi için Twitter Space’lerde organik olarak çoğalan bir topluluk olarak kuruldu. Daha sonra hiç beklemediğimiz bir anda, büyük koleksiyonerler spontane bir şekilde Twitter Space’lerimize katılmaya başladılar. Bu bizde heyecan yarattı.

Koleksiyonerlerin radarına nasıl girdi?

Aslında zaten, koleksiyonerlerle birlikte, onların deneyimlerini paylaşacağımız Twitter Space’ler açıyorduk. Eser satın alırken nelere dikkat ediyorlar, hangi blokzincirleri tercih ediyorlar, kendilerine soruyorduk. Onların perspektifinden edindiğimiz bilgileri sanatçılarla paylaşıyorduk.

Satıştan iki gün önce Pak 80 sanatçınızı da takip etti. MetaxCollective ile ilgili en dikkat çekici şeylerden biri de bu oldu. Pak’ın ilgisini nasıl çektiniz?

Murat Pak, Twitter Space’imize katıldı. Cem Yılmaz’ın film replikleriyle ilgili makara dönerken konu birden, “Murat Pak’ın mavi donu var mıdır?” sorusuna geldi. Pak tam o sırada emojilerle muhabbete katıldı. Bu olayın hemen ardından Pak’ın 30 sanatçının yer aldığı bir drop’u gerçekleşti. Bu drop sırasında biz de, Pak’ın bize verdiği destekle Ethereum üzerinden, Ash token edinebilecek şekilde eserlerimizi satmaya başladık. Pak’ın kendini drop’u olan Ash 2 koleksiyonunun mint’lenme sırasında bazı aksaklalıklar gerçekleşmesi üzerine gas savaşları başladı. Sonraki süreç Pak için çok iyi gitmediğinden, biz de 80 sanatçı olarak Pak’ı desteklemek üzere Ash sistemine bir MetaxCollective drop’u oluşturduk. Bu süreçte de kendi marka kimliğimizi yarattık. Aslında MetaxCollective biraz Pak’ın etkisiyle şekil aldı diyebiliriz. Biz zaten bir aradaydık ama bu süreç bir bütün olarak neler yapabileceğimizi anladık. Sonra kendi drop’umuzu duyurdaktan hemen sonra Discord kanalımızı kurduk. Çünkü bu drop’lar hızlı bilgi akışı için Discord üzerinden gerçekleşiyor.

80 sanatçının kürasyonunda kriterleriniz nelerdi? Bu sanatçılar hangi prensiplere göre bir araya geldi? Ve neden 80?

Sanatçı sayımıza ve genel olarak drop konseptine Twitter Space ve Discord üzerinden yaptığımız buluşmalarda, sanatçılarla beraber karar verdik. 40’ı aktif ve fiziksel olarak yüksek satış hacimlerine ulaşmış ‘Renaissance’, 40’ı da mercek altına aldığımız gün yüzüne çıkmayı bekleyen ‘Genesis’ sanatçılardan oluştu. Bu seçkiye de yaklaşık altı farklı medium’da üreten sanatçıların oylamasıyla karar verildi. Hepsine, sanatçı kökenli bir kolektif olduğumuzu belirttik. Sanatçı refah içerisinde olacak ki kendini geliştirebilsin. Bu şekilde koleksiyonerlerine de katkı sağlayabilir.

Neden ‘blind minting’ yöntemini seçtiniz?

Buradaki 80 sanatçıyı gözle görülür şekilde mint’lenebilir kılsaydık bu koleksiyon amacına ulaşmayacaktı. Görünürde olmayan sanatçıları koleksiyonerlerin cüzdanlarına ekleyemeyecektik. Çünkü onlar eserleri seçerek alacaktı ve böylelikle bizim drop’umuz baltalanmış olacaktı. Biz bunu daha çok satması için bir hile olarak değil, sanatçılarımıza daha çok katkı sağlaması için yaptık.

Tükenen bir koleksiyonu değerli kılan şey nedir?

Bu koleksiyonu değerli kılan şey buradaki ekibin, sanatçıların bir bütün olarak ‘sold out’ gerçekleştirmesi. Bu kenetlenmeden olmuyor. Sistemli, planlı kriz yönetimlerimiz oldu. 80 sanatçıyı, akıllı sözleşmeleri idare etmek hiç kolay değil. Akıllı sözleşme dediğimiz olay da esasında Web3 yazılımcılarının parmağının ucunda ve ben onları da birer sanatçı olarak görüyorum. Hâlihazırda olan sergilerimizi kâr amacı gütmediğimiz için bazı sponsorlar desteğinde yaptık. Kurumsal olmayan bir projeye, bir şirketmişçesine yaklaştık. Finalde baktığımızda New York’ta 60 bir katlı gökdelenin 40’ıncı katında gerçekleşebilecek bir işi başardık. Bu süreç üç ay sürdü. Bunlar kişisel drop’lar olabilir ama günün sonunda bir bütün olarak değerlendirilmeli. 

Bu bu başarı, neyin başlangıcı? 

Bunu zaman içerisinde göreceğiz ancak verdiğimiz sözlerin hepsini tuttuğumuz düşünüyoruz. Özellikle Türkiye koşullarındaki dövizin dengesizliğini düşündüğümüzde, birçok sanatçıya kendilerini geliştirmeleri için ekipman desteği sağladık. Bu drop’ta her sanatçı bir ethereum kazandı. Burada şunun altını çizmek istiyorum: yüksek satış hacmine ulaşmış sanatçıların bize çok desteği oldu. Birçoğu 10-20 ethereum’a eserlerini satarken burada çok az kazanç sağladılar. Zaten sonrasında da birçoğu bunu tükenen koleksiyonun ikinci market satışında ether toplayarak koleksiyona destek verdiler. Bu da işin fantastik kısmı.

Previous
Previous

Merkezsiz Seçkisi: Belgeseller

Next
Next

Web3 Vahşi Batı Mı?