Röportaj: Alp Ergin | PrimeDAO
Röportaj: Sude Orhan
“Bir DAO’yu kooperatiften ayıran nedir?”
DeFi’ı kooperatif bir ekosisteme dönüştürmek üzere çeşitli mekanizmalar yaratan ve DAO2DAO, yani DAO’lar arası servisler ve ürünler geliştiren PrimeDAO’dan Alp Ergin’e soruyoruz. Tabii, birçok farklı sorunun ve cevabın daha peşindeyiz. Berlin’e bağlanıyoruz.
Alp, DAO’lar gelecekte ne vaat ediyor?
DAO’lar şu an hala şekillenme sürecinde. DAO’ların birçok farklı subjektif tanımı ve algısı var; çoğu farklı yönetişim, katılım ve kayıt modellerine sahip. Bu örgütsel tasarımlara farklı token mühendislikleri uygulanarak şekil veriliyor. Dolayısıyla, kültürleri de bu paralelde farklılaşıyor. DAO’ların kültürlerinin farklı olması birbirleri arasında etkileşim sağlanırken bütüncül bir yaklaşımın ortaya çıkmasına vesile oluyor. Bu etkileşim, ki PrimeDAO’nun da üzerinde çalıştığı şey de bu, 'DAO to DAO’ olarak adlandırılıyor. DAO’lar arası ilişkiyi, koordinasyonu ve mekanizmayı ifade eden bu yapıda her bir DAO hem teknolojik hem de kültürel açıdan birbiriyle uyumlu şekilde iş birliğinde oluyor. Tabii günün sonunda bu iş birliğinde yönetimsel bakış açıları da uyumlu hale geliyor. Bunlar sağlandığında organizasyonlar için fütüristik yapılar oluşturulmaya başlanıyor. Dolayısıyla DAO’larda ileride fiziksel ya da dijital bir ayrım olmayacağını, yalnızca insana ait, olasılıklarla ve imkanlarla dolu birer ‘alan’ olacağını düşünüyorum. Merkezi olmayan özerk organizasyonlar yerine daha farklı türlerde; varlık tabanlı, oyun tabanlı organizasyon türlerini görmeye başlayacağız. DAO'lar, organizasyonlarda işe yarayabilecek yaratıcı fikirler bulmaya çalışan insanlardan meydana geliyor. Dolayısıyla DAO'ların geleceği, günün sonunda toplumun geleceği… Ve bu gelecek, toplumun hakkaniyet, eşitlik, liyakat ve temelli kalkınmayla nasıl bütünleşeceğine göre şekillenecek.
DAO’ları yenilikçi yapan şey; kooperatif yaklaşımının dijitalleşmesi ve şirketler ya da devlet kurumları gibi karmaşık yapıları daha demokratik yapılara dönüştürebilme hızı, potansiyeli… Peki, DAO’ları birer kooperatif olmaktan ayıran şey ne?
DAO’lar ve kooperatifler birçok ortak noktayı paylaşıyor. İki yapı da merkezi bir otorite olmadan/veya olabildiğince az olarak demokratik karar alma mekanizmalarıyla iş yapmaya çalışıyor. Fakat DAO’lar blokzincir teknolojisinin sağladığı token mühendisliği sayesinde daha spesifik mekanizmalar kullanıyor; farklı teşvik mekanizmalarıyla ortak bir hedefe ulaşmak konusunda daha kabiliyetliler. Örneğin ‘bonding curve’ gibi mekanizmalarla ortak yapılan bir iş için projeye erken katılanları ekstra ödüllendirecek mekanizmalar kurup onları ödüllendirebilirken, aynı zamanda token kilitleme gibi mekanizmalarla bu durumun ‘pump and dump’ etkisi yaratmasının önüne geçilebiliyor. Yine token yapısıyla, daha fazla emek veren çalışanların daha fazla ‘ownership’e sahip olması için esnek ownership dağıtma mekanizmaları kurulabiliyor.
Bazı şeylerin merkezileşmesi çok da tesadüfi değil; diğer taraftan demokrasi her durumda en iyi yönetim biçimi de sayılmaz. DAO'lar demokrasiye bir alternatif mi yoksa demokrasiyi başarmak için bir araç mı?
Öncelikle tabii ki merkezileşme özellikle bilgi birikimin yoğun olduğu işlerde sıkça olan ve muhtemelen olması gereken de bir durum. Bu durumda şu soru ortaya çıkıyor: “Nasıl bir otoriteyle karşı karşıyayız?”. DAO’lar makul bir otorite için farklı yönetişim mekanizmaları belirliyor. Bu durumda üç ayrı başlık karşımıza çıkıyor: kapital, iş gücü, uzmanlık. DAO’lar kendilerini yönetirken bu üç parametrenin dengeli olabileceği şekilde yönetime katıldığı yapılar kurmaya çalışıyor. Her topluluk hangi dalın yönetimde daha çok söz sahibi olması gerektiği hakkında farklı fikirleri benimsiyor. Örneğin bazı DAO’lar sadece token’ların ağırlıklandırılmasıyla oy kullanarak kapitali ön plana çıkartıyor. Bu mantıkta DAO’ya yatırım yapan insanlar elini taşın altına koyduğu ve kaybedecek daha çok şeyleri olduğu için yönetimde daha çok söz hakkına sahip olmaları söz konusu oluyor. Bazılarıysa sadece DAO’ya katkı yapanların sahip olduğu ‘reputation token’lar kullanarak uzmanlığı ön plana çıkartıyor. Bu mantıkta ise katkı yapanların DAO’nun geleceği hakkında daha çok söz sahibi olmaları gerektiği savunuluyor.
Blokzincirin tasarlandığı yapısal katmanlar, iyi aktörleri ödüllendirirken, kötüleri cezalandırıyor. Token ekonomisinin bu refleksi ve tasarımı hakkında neler söylemek istersin?
Kötü oyuncuları cezalandırdığımızı düşünmüyorum. Herkesi belirli konular üzerine harekete geçmeye teşvik etmeye çalışıyoruz. Teşvik edilmeyen insanlar fırsatları kaçırabiliyor. Bu yüzden katılmadığı için kimseyi cezalandırmıyoruz. Aksine, insanları katılım için ödüllendiriyoruz.
İş piyasasında üniversite mezunu kadınların iş gücüne katılımının %29 olduğu bir ülkedeyiz. Bu yeni dijital iş yapış metodunda ve piyasasında kadınlar hala geri planda mı? Eğer öyleyse, ne yapılmalı?
DAO’da inanılmaz derecede eğitimli olmanıza gerek yok, sadece kendinizi eğitmek istemeniz lazım. En önemli kriterler meraklı, hevesli, çalışkan olmanız. Eğer liyakatlıysanız, kendinize inanıyorsanız, bu alan dışarıdaki çoğu yerden daha adaletli diyebilirim. Herkes için fırsatlarla; sevgi, saygı, güven, destek ve ortaklıklarla dolu… Nitekim, kendinizi geliştirmek ve ekonomik özgürlüğünüze ulaşmak yolunda çokça ter akıtmaya hazır olmalısınız. Kolay değil. Web3 şu an erkek dominant bir alan ancak kadın katılımcılara çok açık. Kadınların bu alana girerken kendilerine inanmaları, çalışmaya hazır olmaları, kendilerini geliştirme konusunda meraklı olmaları ve diğer kadınları desteklemeleri gerekiyor. PrimeDAO’da şu an %30 ila 40 oranında kadın katılımcı bulunuyor.
Ben bir gazeteciyim. Neden bir DAO'ya girmeliyim?
Etkileşimde bulunabileceğin birçok DAO var. Web3 ekosistemine girmeden önce farkında olman gereken en önemli şey şu: serbestsin. Herhangi bir organizasyonda ya da ekosistemde eksik gördüğün herhangi bir noktaya katılabilecek ve ona değer katabilecek biri olduğunu bil. DAO'ların tüm yapısı seni değer katmaya ve oradan değer çıkarmaya teşvik ediyor. Böylece çıkardığın değer ekosisteme ekleniyor. Bu da bir network etkisi yaratıyor. Bu sebeple DAO to DAO öğretimleri inanılmaz derecede önemli. Çünkü biz, ileride artı toplamlı oyunun yaratılacağı ideolojisi üzerine bir ekosistem inşa ediyoruz. Bu alanın ana konsepti de bu: Hepimiz, sıfır toplamlı oyunun dünyayı domine eden ‘greater fool theory’ yerine artı toplamlı oyunun olasılığına ve potansiyeline inanıyoruz. Kısacası bu alan içinde özgür olabilir ve değer katabileceğini düşündüğün projelere; artı toplamlı oyunların bir parçası olarak dahil olabilirsin.
Peki, şimdi bir DAO' yum diyelim... PrimeDAO' yu neden tercih etmeliyim?
PrimeDAO, DAO’ların birbiriyle uyumlu teknolojilerle koordine olabilecekleri bir ekosistem kurmaya çalışıyor. Bir DAO’nun yaşam döngüsünün her bir etabında rol oynayacak merkeziyetsiz mekanizmalar inşa etmeye çalışıyoruz. Bu mekanizmaları da ekosistemdeki en büyük DAO’larla iş birliği içinde kalarak geliştiriyoruz. Yalnızca bir ürün geliştirmiş olmak için ya da token’ımıza değer katmak, gelir elde etmek için ürün geliştirmiyoruz. Aksine ücretleri inanılmaz düşük tutuyoruz. Hatta bazen Prime Launch sırasında ücret bile istemiyoruz. Çünkü bir ekosistem yaratmak ve bu endüstri içinde büyümek istiyoruz. Neredeyse yedi yıldır bu alanda çalışan eski usül kripto insanlarından oluşan bir DAO’yuz. Sadece üretmeye, sahip olduğumuz değeri korumaya çalışıyoruz. Yarattığımız değeri de diğer organizasyonlara ve binlerce insana yaymaya çalışıyoruz.
Kurulduğunuz günden beri nasıl bir yol aldınız?
PrimeDAO eski bir tarihe sahip aslında. Ama kuruluşu kağıt üzerinde 2020’ye tarihleniyor. 2020’den beri birçok farklı konu üzerine araştırmalar yaptık ki bu noktada Curve Labs’i anmam şart. Curve Labs ve Block Science ekosistemdeki öncü araştırma şirketlerinden. PrimeDAO tarafından finanse edilen ve D2D ürünlerine, koordinasyonuna ve iş birliğine odaklanan araştırmalar yaptılar. Bu araştırmalar Prime’ın ürünlerini geliştirirken ektiği tohumlardan en önemlileriydi. Zaman içinde asıl hedefimiz ürün yaratmaktan ekosistem yaratmaya evrildi. Çünkü sorunları ve mekanizmaların kullanım gerekliliklerini anlamadığımızda herhangi bir ürün yaratmanın pek bir işe yaramadığını gördük. Bu durumun da çeşitli şirketlerle yaptığımız ortaklıklardan ya da dahil olduğumuz projelerden çıkardığımız derslerle farkına vardık. Ekosistemdeki DAO’lardan belirli bir beklentisi olmayan, DAO’lara belirli servisler sağlayan ve ekosistemdeki insanları destekleyen birleştirici bir ‘partiye’ ihtiyaç duyulduğunu gördük. Çünkü insanlar bu sistemin en önemli ve değerli parçası… Pozitif toplamlı oyun’u ve kültürümüzü devam ettirmek için insanların gelişmesi, geliştirilmesi gerekiyor. Bu sebeple insanlara güç veriyor, kendilerini eğitmeleri, finansal özgürlüklerini kazanmaları, dünyayı daha iyi anlamaları, daha iyi yatırım yapmaları için imkanlar sağlıyoruz.
Birçok farklı DAO türü var. PrimeDAO şu an hangileri arasında bir köprü kuruyor?
Özellikle rejeneratif finans projelerine, merkeziyetsiz bilime ve servis DAO’larına odaklanıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Celo Network ile reFi DAO ekosistemi kurmak üzere ortak olduk. DeSci Labs ve LabDAO ile de iletişimdeyiz. Yine yakın zamanda VitaDAO ile ortak çalışmaya başladık. Bu ekosistemdekilere en çok etki eden ve ekosistemin en öncü figürlerinden olan GitCoin ile ortaklığımız var. PrimeDAO olarak, sahip olduğumuz birleştirici gücü özellikle artı toplamlı oyun üzerine yoğunlaşan ortaklıklar kurarak güçlendiriyoruz.