Röportaj: Moonturtlez | Anıl Karyağar

Röportaj: Sude Orhan

 

Birkaç gün önceki free mint’i ile dakikalar içinde tükenen ve OpenSea’de sekizinci sıraya yükselen Moonturtlez projesine bağlanıyoruz. Projenin sahibi Anıl Karyağar ile İstanbul’da buluşuyoruz ve ilk sorumuzu soruyoruz:

Neden derivative bir proje ürettin?

Voxel art yaptığım için aslında pixel art’ı çok beğeniyorum. Moonbirds projesi de güzel bir pixel art ile ortaya çıkmıştı. Daha önceden tabii, Crypto Punks var. Camianın en baba projelerinden o da. Markette punk’ların çok fazla varyasyonunu görüyorduk; birçoğu da başarılı oluyordu. Birçoğu derken 100 taneden dört-beşini kastediyorum. Ve projenin başarısına imreniyorduk. Pixel art herkese hitap eden bir şey değil bence. Ama çok kripto içerisinde, NFT alanında bulundukça insanların gözü alışıyor ve aşinalık kazanıyor diye düşünüyorum. Yani CryptoPunks sevmeyen kişi bile zamanla projeyi sevmeye başlıyor. Aradaki tasarım farklarını algılamaya başlıyor. Bazen yalın olması bile güzel oluyor tabii ki.  Yani benim derivative yapma amacım, öncelikle tabii ki hem Moonbirds’e yani ana projeye saygı duymam hem de oradan bir etkileşimde bulunmak istemem. Yani sıfırdan başlamak yerine bir şeyin yan projesi olarak ilerlemek daha makul geldi bana. 

Moonbirds’ün Moonturtlez’dan haberi var mı?

Oradan hiçbir kontağım yok. kurmaya da çalışmadım açıkçası. Oradan takip edenler var beni ama hiç iletişime geçmedik. 

Sence Moonbirds’ü başarılı yapan yanı ne? 

Bunun bir sürü klişe cevabı var. Yani, Moonbirds’ün başarısı zaten Proof Collective’den geliyor. Yani, Proof Collective herhangi bir başka görselle de çıksaydı zaten yine aynı başarıyı gösterirdi. Proof Collective, büyük abilerin bulunduğu bir topluluk. Herkes NFT’sini, Proof’a güvenip aldı yani. Alamayanlar da sonradan aldılar.

Peki senin için bir NFT projesini başarılı kılan ne?

Benim için bir NFT projesini başarılı kılan şey zamanlama. Yani şöyle, ben aslında kendi projemi bundan bir hafta önce çıkartacaktım, ancak kripto tam o zamanda düştü. Epey kayıp yaşandı. Öyle olunca market duruldu ve eğer ben de o zaman çıkarsaydım muhtemelen hiç böyle bir başarı yakalayamayacaktım. Hatta belki fail olurdu. Risk aldım, ertelemeye karar verdim. Genelde erteleyince de riske giriyor proje. Çünkü insanların hevesi kaçıyor. Bunları kontrol etmek gerekiyor. Aslında, komünitenin mood’unu da kontrol ediyor olmak lazım. 

Moonturtlez’a dönersek… Koleksiyondaki 8,888 parça tükendi. İkinci kısımda free mint yaptın. Bu free mint olayından bahsedebilir misin biraz? Türkiye’de başka örnekleri var mı? Dünyada da bu kadar cazip kılan ne?

Projenin ilk etabı ücretliydi. Ama daha makul bir ücret vardı. 0.024 ETH gibi bir rakamla çıkıyordum. Bunun belli bir kısmını ücretsiz verdim. Çünkü başlangıçta çok büyük bir pazarlama bütçeniz yoksa insanlara bir şekilde projenizi göstermeniz gerekiyor. Göstermeniz için de bu marketi takip eden bir sürü araç var. Bu araçlar şöyle çalışıyor: Bir proje mint’lenmeye başlandığında, 400-500 ile o araçlarda üste çıkıyorsun ve insanlar projeyi kaçırmasın diye araç alarm vermeye başlıyor. Ve bu istatistikleri takip eden, alıp kullanan bir sürü insan var. Avantajı şu: İlk 400-500 tanesini ücretsiz verdiğin zaman, onları gerçekten mint’letebilirsen, araçları takip eden insanların fark etmesini sağlıyorsun. Free mint metasını popüler yapan şey bu şu anda. Ben ilk öyle başlamıştım. Geri kalan rakamı da ücretli mint’lemeyi düşünüyordum. Çünkü içeriğime güveniyordum. Görsellerime, sanatıma güveniyordum. Eğlenceli bir karakter oluşturmuştum. İnsanların kendinden bir şeyler bulabileceği nostaljik kısımları da vardı bana göre. O yüzden ben ikinci kısmı ücretli düşünüyordum. Ama çok fazla satış yapamadım. Sonra bu son iki ay içinde free mint’ler coşmaya başladı. Çünkü market sürekli evriliyor ve farklı metalara dönüşüyor. Ücretli mint için insanların çok fazla riske girmek istemediklerini düşünüyorum. Çünkü fazla kaybettiler ve bu son düşüşlerde zaten, en iyi projeler bile eğer yüksekten girmelerine rağmen zarar gördü.

“Free mint yaptığında sen ne kazanmış oluyorsun?” sorusunu sormam gerek, potansiyel soru işaretlerine cevaben.

İçeride dönen hacimden belirlediğin oran kadar (bunu kendin belirliyorsun, genelde yüzde 7,5 ile yüzde 10 arası bir şey oluyor) bir yüzde alıyorsun. Mesela, 500 bin Dolar kadar hacim çevirdiysen, yüzde 7,5 sana kalıyor. 

Üretim sürecini merak ediyorum…

8,888 parçayı beş uykusuz gecede tasarladım ve bitirdim. Çünkü Moonbirds çıktıktan tam bir hafta sonra lanse ettim projeyi. Hiç aklımda yoktu bu aslında. Bir şey yapmak istiyordum ama doğru zamanı bekliyordum, doğru projeyi arıyordum. Moonbirds çok başarılı bir çıkış yaptı. Ben de buradan bir momentum yakalayacağımı hissettim. Hangi karakteri sevdiğimi düşündüm; kaplumbağaydı. Bununla bağdaştırabileceğim ve herkesin sevdiği karakterleri düşündüm. Pokemon, Ninja Kaplumbağalar vs. Bunların karışımı bir karakter oluşturdum ve Moonturtlez adını koydum. 

Kaplumbağalara utility atfettin mi?

Hayır ama proje ‘no copyright’ olarak çıktı. Yani bu NFT’lere sahipsen istediğin gibi kullanabiliyorsun. İstersen t-shirt yapıp satabilirsin mesela. Turtle’ın senin lisansın gibi düşünebilirsin. Proje güçlendikçe onu bir pazarlama ürünü kullanabilirsin.

İkinci kısımda Discord kullanmadığını biliyorum. Bu tek taraflı bir iletişim değil mi?

Kullanmadım çünkü bence artık Discord’a gerek yok. Discord’da çok fazla fud ve trash talk dönüyor. Sonra orayı idare etmek için moderatörlere ihtiyaç duyuluyor. Oranın düzenli olması gerekiyor. Beklenti gereksiz artıyor ve oraya sunduğun içeriğin sana sağladığı katkıya değmiyor. 

Yine de güzel bir komüniten var…

Bu komüniteyi ben kurmadım, kendi oluşmaya başladı. Çünkü benim burada sağladığım tek şey projenin görünürlüğü oldu. Twitter üzerinden yaptım bunu. Proje görünür oldu sonra zaten ücretsiz dağıttık; popülasyon yükseldi. Cüzdan başına sadece iki tane edinebiliyordu. 

Previous
Previous

Odak: NFT | Müzik NFT'leri Ne Mi?

Next
Next

Odak: DAO | Yönetişim Modelleri 2