Röportaj: Kaan Uzdoğan | Ethereum Foundation

Röportaj: Sude Orhan

 

Ethereum tarihinin en önemli olaylarından biri olan The Merge, 15 Eylül’de gerçekleşti. Biz de o tarihlerde Blockchain Week Berlin’e katılmak üzere Berlin’deydik. The Merge’ü konuşmak üzere Ethereum Foundation geliştiricilerinden Kaan Uzdoğan ile, gerçekten soğuk bir sonbahar akşamında buluştuk. Ve sorduk:

Kaan, neler oluyor?

Güzel şeyler oluyor. Birkaç gün önce Ethereum tarihindeki en büyük olay, senelerdir beklediğimiz The Merge gerçekleşti. Amacı madenciliği bitirmek olan; Ethereum’um ilk zamanlarında düşünülen, kurulan, sonra sil baştan yazılan bir güncelleme bu. Ethereum ve proof-of-work ile çalışan diğer blokzincirler aşırı enerji harcıyor. Nedeni özetle şöyle: Bir sonraki işlemleri kimin yazacağını belirlemek olasılıksal bir şey. O olasılığı da bir computation’a, yani matematiksel işleme bağlıyorsun. Onun için de bilgisayarlar lazım. Başta bu küçük başlıyor; herkes evinde laptoplarını çalıştırıyor. Sonra daha optimize ediliyor ve grafik kartları çalıştırılıyor. Daha sonra koca koca hangarlarda devasa bilgisayarlar çalışmaya başlıyor. Çünkü bu para getiren bir şey ve günün sonunda bir ülke kadar enerji harcıyor… Neredeyse Almanya, İsviçre kadar.

Ne kadar süre harcandı bu enerji?

Sanırım 2016-17’den beri artarak harcandı. Bitcoin + Ethereum son beş senedir çok yüksek enerji harcıyordu. Merge ile proof-of-stake’e geçildi. Artık bu kadar yüksek enerji maliyetlerine gerek yok. Herkes evindeki bilgisayarla validation işlemi yapabilecek. 

Bazı madenciler bu değişikliği kabul etmedi ve madenciliğe devam etmek istedi. Bunu politik bir tarafı da var. Bazı Bitcoinciler, madenciliğe harcanan enerjinin gerekli olduğunu savunuyor. Bu sebeple Ethereum madenciliğine eskisinden devam edeceklerini söylüyorlar. Bunun pek karşılığı var gibi görünmüyor çünkü protokoller, USDT, USDC vs. bunu kabul etmediği için orası durmaya mahkum. Ölü bir chain olacak. Artık madencilik kar getirmeyecek.

The Merge neye zemin hazırladı?

The Merge, konsensusu değiştiriyor. Blokzincir, blok blok ilerleyen bir sistem. Bir sonraki bloğun ne olduğu konusunda bir konsensusa varılması lazım. O konsensus The Merge’den önce şöyleydi: Bir sonraki bloğu kim önerecek? “Madencilerden puzzle’ı çözen, önerir.” deniyordu. The Merge ile birlikte herkes ortaya belirli miktarda ether koyuyor; bir sonraki bloğu söyleme ihtimalin, ortaya koyduğun miktar kadar oluyor. Bu da 32 ether. 32 ether koyduğun ve bir validatör bilgisayarı çalıştırdığın zaman sen o validatör set’e dahil oluyorsun. Daha fazla insan valide ettikçe her bir validatörün geliri düşmeye başlıyor. 

Neden 32?

O bir orta yol. Çünkü çok yüksek olursa herkes dahil olamaz. Bir de, ikili sayı sisteminden ötürü bu şekilde seçildi. Ethereum zaten kendi kendine devam eden bir blokzincirdi. Daha sonra ona paralel olarak Aralık 2020’de yeni bir chain olan Beacon Chain çıktı. O da yeni konsensusu; yeni validatörleri, yeni staker’ları kontrol eden chain olacaktı. O ve Ethereum chain’i birlikte ilerlediler bu zamana kadar. 15 Eylül’de bu ikisi birleşti. O yüzden olayın ismi The Merge. Merge, Ethereum’un hem elektrik harcamasını azalttı hem güvenliğini artırdı hem de bir sonraki güncellemelere hazırlandı. Çünkü proof-of-work’te herkes bilgisayarını açıp madenciliğe başlayabilir/kapatabilirdi. Şu an belirli bir validatör seti var. Bunların tabii adı-soyadı yazmıyor. Ama kaç tane validatör olduğunu biliyoruz. Bu sayede onları küçük gruplara ayırabiliyoruz. Proof-of-stake konsensusu böyle ilerliyor: onları 12’li slotlara ayırıp, onlar oylama yapıyorlar. Bunu yapabilmemiz ancak validatör sayısını bilmemizle mümkün oluyor. PoW’da bunun takibi yapılamıyordu. 

The Merge, proof-of-stake’e geçiş dedik. Önümüzde başka hangi iyileştirmeler var?

Yol çok uzun. Ama görünürde The Surge, The Purge, The Verge, The Splurge güncellemeleri var. 

The Surge?

Ölçeklenme, işlem hacminin artırılması, Ethereum’un ucuzlaması demek. 

The Surge’de artık transaction kapasitesini artırmak üzerine çalışılacak. Merge işlem ücretlerini ve saniyede yapılan işlem sayısını değiştirmiyor. Execution ile alakası yok yani. Ama bir sonraki adımlara hazırlıyor. O da, Ethereum’un ölçeklendirmesini artırabilecek güncellemeleri temsil ediyor. Mesela 'sharding' gelecek. ‘Sharding’ bir blokzinciri parçalara bölmek demek aslında. Aynı anda 64 farklı blokzincir paralel ilerleyecek. Bu da 64x daha fazla ölçekleme demek. Bunun yanı sıra roll-up’lar var. Ethereum, “Biz Ethereum’daki işlemleri roll-up’lara kaydıracağız artık. İnsanlar orada işlem yapacak, Ethereum bir base layer ve settlement layer olacak.” dedi. Bu güncellemeler de roll-up’lara daha alan sağlıyor. Bu sayede roll-up’ların ücretleri düşmeye başlıyor. Bu, Surge. Sharding + roll-up’lar. 

The Purge?

Bellekteki gereksiz verileri, dosyaları budamak. Hard disk gereksinimini olabildiğince azaltmayı ifade ediyor. 

Ethereum’un olan hali birkaç yüz GB; 700-800 GB sanırım ve sürekli artar vaziyette. Çünkü her bir bilgisayar tüm Ethereum’un tarihini kaydetmek zorunda. Bu da hiçbir zaman azalmıyor, sürekli artıyor. Dolayısıyla bir yerden sonra sorun yaratmaya başlayacak. Ethereum’un en büyük değerlerinden biri merkeziyetsizlik. Olabildiğince fazla sayıda ve birbirinden bağımsız bilgisayar, node çalışması. Bunun için de insanların bilgisayarlarını evlerinde düşük donanım gereksinimiyle çalıştırabilmesi lazım. Tabii sürekli artan bir şeyi durduramıyorsun. Ethereum bir süre sonra insanların evlerinde çalıştırabileceği ölçeklerden çıkmaya başlayacak. O yüzden biz de, “Bir noktadan sonra bu tarihi silelim.” diyoruz. Bu bir ağaç, bu ağacı bazı yerlerinden budayalım. 

The Verge?

Artık insanların hafif düğümleri, programları çalıştırabilmesi. Yani Ethereum işlemlerini bir bilgisayarda değil bir telefonda bile gerçekleştirebilecek olmaları. 

The Splurge?

Geriye kalan her şey…

Peki… Tüm bu adımlardan sonra, Ethereum ölçeklendirilebilecek mi gerçekten? 

Ölçeklendirileceğini düşünüyorum. Zaten bütün core developer’lar ve araştırma takımları The Merge’e odaklıydı. Toplamda 100-150 kişi bu konu üzerinde çalışıyordu. Şimdi bu insanlar evlerine dönecekler ve az önce saydığımız güncellemeler üzerinde çalışacaklar ki bu sistemler, The Merge kadar kompleks şeyler de değil. Mesela sharding’in 1-2 sene içinde geleceğini düşünüyorum. 

Son sorum, üzgünüm… Ethereum’un herkese ulaşma derdi varsa, neden yeterince ucuz değil?

Bu tartışılan bir şey. Ben eskiden Ethereum’un halka inmesi gerektiğini düşünüyordum. Ama artık bu teknolojinin kendi içinde niş kalacağını düşünüyorum. Mesela herkes Windows kullanıyor. Ancak teknik insanlar Linux’u tercih ediyor. İleride de çoğunluk standart finans sistemini kullanırken, daha teknik insanlar Ethereum’u kullanacak. Bu arada, dünyadaki tüm sunucular Linux çalıştırıyor. Dolayısıyla belki de ilerideki dünya finans sisteminin alt yapısını da Ethereum oluşturacak. Ama senin, benim haberim olmayacak.

Ethereum’un güzelliği, açık bir sistem olması. Tamamen kendi alt yapını çalıştırabileceksin. Hem tarafsız hem de herkesin ulaşabileceği bir sistem yaratmaya çalışıyoruz. Bu sistemin ne kadar fazla katılımcısı olursa, sansüre karşı da o kadar çok çalışabilir. Ben Ethereum’un, mevcut sistemin içine orta vadede sızacağını düşünüyorum. 

Previous
Previous

Odak: Berlin Blockchain Week | 02

Next
Next

Odak: Berlin Blockchain Week | 01