Merkezsiz Ne Kadar Merkeziyetsiz?

Yazar: Görkem Bereket

 

Bir sonuca varmadan önce bakmamız gereken taraflar var. 

Merkeziyetsizlikle ilgili bir yazıya başlarken Birleşmiş Milletler’in adını anmak biraz ironik olacak. Zira blokzincirler, milliyet, ulus, etnik köken, din, cinsiyet, ekonomik sınıf, sosyal statü ayırt etmezken bu kavramlardan en çok ulus devletler besleniyor ve Birleşmiş Milletler’in çoğunluğunu ulus devletler oluşturuyor. Ne var ki Ekim 1999’da yayımlanan 40 sayfalık bir ön raporun tamamı merkeziyetsizlik tanımına adanıyor. Bu tanımlamalar ağırlıklı olarak devlet yönetimini ele alsa da buraya taşımak istediğim ve kafamdakileri daha berrak bir hale getiren birkaç nokta var. Bu rapora göre, merkeziyetsizlik:

  • Otoriter sistemleri yeniden düzenler ya da ıslah eder.

  • İnsanların politik, sosyal ve ekonomik kararlara katılımını artırır.

  • İnovasyon için gerekli politikaların ve programların aranmasını teşvik eder.

  • Karar mekanizmalarında şeffaflığı ve güven ortamı oluşmasını sağlar.

Aynı rapor, merkeziyetsizliğin ulaşılan ya da ulaşılması gereken bir varış noktası değil, karar alma mekanizmalarında sürekli olarak kendini geliştiren, toplum dinamiklerine cevap veren açık bir sistem olduğunu belirtiyor. Bana kalırsa en can alıcı noktası da burası. Zira sistemler içerisindeki süreçleri döngüsel olarak idrak edebilmek çok önemli. Duruma, doğum ve ölüm arasındaki gibi lineer bir kronolojik açıyla yaklaştığımızda, merkeziyetsiz sistemlerin kendini gerçekleştirdikten sonra diğer bütün sistemleri ele geçirmeye çalışan, istilacı bir düzen olduğunu tahayyül edebiliriz. Oysa ki ben merkeziyetsiz sistemleri, merkezi sistemlerin mutlak karşıtı, zıttı olarak görmüyorum. Onları, merkezi sistemlerde işlemeyen süreçleri düzenleyen, fonksiyonel bozuklukları gidermeye yarayan, karar mekanizmalarındaki işleyişe sistematik bir yaklaşım getiren bir düşünce yapısı olarak benimsiyorum. Ekip olarak kendimizi konumlandırmak istediğimiz nokta tam bu düşünce yapısının altında yatıyor. 

Önceki yazımda bahsettiğim teknolojinin politik olması işte burada daha çok anlam kazanıyor. Ben taraf olarak merkeziyetsizliği seçiyorum. Ekonominin işleyişi kapsayıcı değil, politik karar mekanizmalarında küresel bir inançsızlık var, sosyal eşitsizlik her zamankinden daha belirgin. Sistemin kendini sorguladığı merkezsiz gözlüklerimle bir geriye dönüp bakmak, ileriyi hayal etmek istiyorum.

Gerisi

Geriye dönüp baktığımda merkezileşmiş, şirketlerin, devletlerin, güç gruplarının tekeline geçmiş bir internet görüyorum. Hakkımda toplanan verileri kontrol edemediğim ve aleyhime ne zaman kullanılacağını bilemediğim bir düzen var. Bu düzenin ortaya çıkardığı güvenlik, mahremiyet gibi sorunları bir yana bıraksam, verimliliğiyle ilgili bir sürü soru işareti de mevcut. Örneğin her sistem benden kendi ihtiyaç duyduğu bilgileri rahatlıkla istiyor ve yüzlerce siteye dağılmış bilgilerim oradan buraya savruluyor.

Oysa merkeziyet karşı tarafta değil de bende toplansa ve hangi datanın nereye akabileceğine ben karar versem daha haysiyetli bir alışveriş olmaz mıydı? Örneğin, şirketler yerine içerik üretenlerin, değer sağlayanların ödüllendirildiği bir internet daha güzel olmaz mıydı? Elde edilen devasa gelirlerin servet sahiplerine değil kullanıcılara dağıtıldığı bir web kulağa daha adil gelmiyor mu? 

Bir platformu kullandığınız için o şirketin size hisselerinden dağıtacağını hayal edebilir misiniz? Ben de edemiyordum ama Uniswap 2020 yılında protokolü kullananlara 400 UNI token’ı hediye etti. Mart 2022 itibarıyla değeri 4.500 dolar. Mesela kimsenin kaybetmediği bir piyango olabilir mi bu? Diğer kullanıcılarla ortak bir havuzda para toplayıp faizini haftalık çekilişle dağıttığınızı düşünün. Kazanmak için hangi kıtada hangi ülkede olduğunuz hiç önemli değil. Pool Together işte bunu yapıyor. Peki, elinizdeki dijital varlıkları bozdurmadan, gidip merkeziyetsiz bir finans protokolüne teminat olarak koyduğunuzda karşılığında anında borç para alabileceğinizi biliyor muydunuz? Kredi skoru, sigorta poliçeleri, maaş bordroları hiç olmadan. Aave da bu işe yarıyor. Her şey blokzincir üzerinde şeffaf bir şekilde gerçekleşiyor. Etnik kimliğinizin, ekonomik statünüzün, milliyetinizin hiçbir değeri yok. Bütün değerleriniz Web3 cüzdanınız. Bütün bunlar, blokzincir üzerindeki onlarca örnekten bazıları.

İlerisi

Şimdi merkezsiz gözlüklerim takıyorum. İleriye doğru bakıyorum. Önümde devletsiz, sınırlar ötesi, internetin bize verdiği sözlerini yerine getiren bir sistem beliriyor. Gözlerim sorguluyor, sorular soruyor ve anlamaya çalışıyor. Şimdi tekrar en başta sorduğum soruya geri dönüyorum. Merkezsiz ne kadar merkeziyetsiz? Şuraya geliyorum: yukarıda açıkladığımız idealleri yaşadığımız kadar. 

Previous
Previous

İş Birliğiyle İlerlemek, Birlikte Yeni İşler Üretmek

Next
Next

Teknoloji Sadece Teknoloji Değildir