Spekülasyon ve Hype’ları Değil, Bilgiyi Arıyoruz

Yazar: Derin Altan

 

Spekülatif hype’ların ardındaki perdeyi araladığımızda, karşımızda ne duruyor?

Spekülatif hype’lar 21. yüzyıla ait bir fenomen değil. 17. yüzyıla ve sonrasına bir bakalım: 1634-1637 arasında Hollanda’da bir tulip mania yaşanıyor.  5 Şubat 1637’deki çöküşüne kadar, tek bir adet lale fiyatı akılalmaz boyutlara ulaşıyor. Herkes lale alıyor ve  alanlar çok ciddi varlıklara sahip oluyor. Sonrasıysa çöküş… Tulip mania bu talihsiz olaylar silsilesinin sonu olmuyor. Neredeyse 100 yıl sonra, 1720’lerde, South Sea Bubble yaşandı ve bu furyaya Isaac Newton bile katılıyor. 1841 yılına gelindiğinde İskoç gazetesi Charles Mackay spekülatif hareketleri ve bunları takip eden kitleleri işlediği, Kitlelerin Çılgınlığı kitabını yayınlıyor...

Yıllar geçiyor, hype’lar sona ermiyor. 2022’de hype’ların sayısı, sıklığı ve şiddeti giderek artıyor. Fark ettiniz mi? Sanki hype’lar şöyle hareket ediyor: 

Spekülatif hype’lar 21. yüzyıla ait bir fenomen değil. 17. yüzyıla ve sonrasına bir bakalım: 1634-1637 arasında Hollanda’da bir tulip mania yaşanıyor.  5 Şubat 1637’deki çöküşüne kadar, tek bir adet lale fiyatı akılalmaz boyutlara ulaşıyor. Herkes lale alıyor ve  alanlar çok ciddi varlıklara sahip oluyor. Sonrasıysa çöküş… Tulip mania bu talihsiz olaylar silsilesinin sonu olmuyor. Neredeyse 100 yıl sonra, 1720’lerde, South Sea Bubble yaşandı ve bu furyaya Isaac Newton bile katılıyor. 1841 yılına gelindiğinde İskoç gazetesi Charles Mackay spekülatif hareketleri ve bunları takip eden kitleleri işlediği, Kitlelerin Çılgınlığı kitabını yayınlıyor...

Yıllar geçiyor, hype’lar sona ermiyor. 2022’de hype’ların sayısı, sıklığı ve şiddeti giderek artıyor. Fark ettiniz mi? Sanki hype’lar şöyle hareket ediyor: 

Tabii söz konusu modern hype’lardan bazıları (hatta belki çoğu) da blokzincir teknolojileri üzerine kurulu yapılarda yaşandı ve yaşanıyor. Gün geçmiyor ki yeni bir kripto para veya blokzincir projesi bu kervana katılmasın. Kabul etmek lazım ki birçok kişi de bu teknolojilerle bu hype’lar sayesinde tanışıyor.

Ama hype’ların, spekülasyonların ve ‘kısa zamanda köşeyi dönme’ hayallerinin hemen ardındaki perdeyi kaldırdığımızda işin özünü görmek mümkün. Bazen bu perde çok şeffaf oluyor ve bu teknolojinin, projenin veya konseptin yaratıcılarının niyetleri rahatça anlaşılabiliyor. Ama bazen de bu pek şeffaf olmuyor. Hele bazıları gözümüzün hemen önünde gerçekleşse bile iş işten geçtikten sonra sadece boş bir hype olduğunu görebiliyoruz. Bu örnekleri de Merkezsiz’de işleyeceğiz, gözlerimizi açık tutmaya çalışacağız. Bunları yaratan topluluk ve kurumların yöntemlerini incelemeye ve onlardan ders çıkarmaya çalışacağız. İstismara açık, spekülatif projelerin birbirini ne kadar kopyaladıklarını gördüğümde, “Keşke bu yöntemleri inceleyen ve bu bilgiyi paylaşan biri olsa…” diye içimden çok geçirmiştim.

Ama bir de madalyonun diğer yüzü var ki bu yüzün çok daha aydınlık ve açık yüreklilikle kat kat büyüyen bir yüzeyi var. Blokzincir, kripto paralar, NFT’ler, metaverse ve Web3’te geliştirilen projelerin birçoğu merkeziyetsizliği benimsemiş, bir farklılık yaratmaya çalışan, kapsayıcı ve adil projeler. Bunların topluma, kitlelere ve hatta sistemlere ilham olması ve dönüştürücü bir itici güç olması çok olası.

Bu arada, bir noktada bu projeler süreklilik, popülarite veya ekonomik açıdan başarısız da olabilir. İyi niyetli, yenilikçi ve merkeziyetsiz tüm projeler tarih sahnesinde kendine dijital altından yapılmış bir kaidede bulacak diye bir şey yok. Ama etkileri başka projelerde veya başka sistemlerde yankı bulabilir. Web2 bu konuda bize bir çok örnek vermedi mi? (Misal, Myspace). Hatta Web3’ten bir örnek verirsek, 2021 yılından başlayarak hype olan DAO’ların çıkış hikâyesi bile böyle. Bazen de başarısız olmasalar dahi bu tarz iyi niyetli ve yenilikçi girişimler, hiç planlanmayan amaçlarla kullanılabiliyor. Google Earth de bunu yaşadı, Tor (The Onion Router) da. Dinamit veya Zyklon B bile daha sonraları kullanılan şeytani amaçlar düşünülerek değil, çok daha insani amaçlarla bulundu.

Tüm bu deneyimler birer öğrenme tahtası. Ne geliştirilebilir, ne daha doğru yapılabilir, hangi hassas noktalara daha çok özen gösterilebilir? Bu tecrübeler merkeziyetsiz gelecek için hepimize öğrenme ve kalibrasyon imkânı veriyor. 

Spekülatif hype’ların ardındaki perdeyi bir merakla araladığımızda, işte bu bilgiler karşımıza çıkıyor. Gerisi ise hikâyeleştirmek ve paylaşmak…

Previous
Previous

Web3, Hayalini Kurduğumuz Kadar Kapsayıcı Mı?

Next
Next

Kimseyi Geride Bırakma