Kimseyi Geride Bırakma
Yazar: Duygu Kambur
Merkeziyetsiz teknolojileri anlamak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Geleceğimizi şekillendireceğine inandığımız bu teknolojilerin, e-posta kullanmak kadar kolay ve anlaşılır olması gerektiğini düşünüyoruz. Herkes için.
Söz konusu yeni ve cesur ekosistemin, yani geleceğin herkes tarafından anlaşılmasını kolaylaştırmak, birlikte öğrenip üretmek istiyoruz.
Şu an dünya çapında dört milyardan fazla e-posta kullanıcısı olduğu biliniyor. 2021’de, her gün, 319,6 milyar e-posta gönderildiği tahmin ediliyor*. Peki, yaklaşık 30 yılda böyle bir kullanım trafiği elde eden, hayatımıza bu denli nüfuz eden bir teknoloji günümüze nasıl ulaşıyor? Blockzincir, metaverse gibi merkeziyetsiz teknolojilerde de benzer bir yolculuk ön görebilir miyiz?
Yıl 1972. ABD’de Savunma Bakanlığı’nda ARPAnet'teki araştırmacılar arasında, internetin geliştirilmesine zemin hazırlayan TCP/IP'in (iletim kontrol protokolü/internet protokolü)**, kullanılması, e-posta’nın temelini atıyor. TCP/IP, 1990'ların ortasında World Wide Web ile tanışmamızla birlikte kapalı kapılar ardından çıkıyor ve geniş bir kamu kullanımına açılıyor. Herkesin kişisel ve ücretsiz e-posta adresini oluşturmasına ve Web tarayacıları aracılığıyla adreslerine erişmesine olanak sağlayan ilk e-posta hizmetlerinden Hotmail’in 1996’da piyasaya sürülmesiyse bu teknolojinin yaygınlaşmasındaki kilometre taşı oluyor. O tarihlerde bu sayı ilgi çekici bir başarı olarak görülmese de Hotmail bir yıl içinde neredeyse 8,5 milyon kullanıcıya ulaşıyor.
TCP/IP teknolojisinin, ARPAnet’teki araştırmacılar arasındaki kullanımından çıkıp günlük hayatımıza şu andaki halini alarak girmesi 30 yıl sürüyor. Bugün ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendiren, dünyanın en değerli halka açık şirketlerinin yarısından fazlasının internet odaklı, platform tabanlı iş modellerine sahip olmasını sağlayan temel teknolojilerden biri o. Toplumsal olaylar, eğitim, sağlık, iletişim, ilişki biçimlerimiz, kısacası her şey buradan hareketle evriliyor.
Takvimler Ekim 2008’i gösterdiğinde dünya ekonomisini, toplumları ve bireyleri temelden değiştirecek yeni bir teknolojiyle tanışıyoruz. Teknolojinin temelleri 70’lerde atılmış olsa da, Satoshi Nakamoto’nun Ekim 2008’de yayınladığı White Paper, bu teknolojinin bireylerle karşılaştığı bir kamusal kullanım alanını açıyor, bir eşiği aşıyor. Blokzincir, merkezi otoriteden kaçınan bir kripto para birimi sistemi olan Bitcoin önermesinin bir parçası olarak tanıtılıyor. Bitcoin, blokzincir üzerinde geliştirilen ilk uygulama olarak hayatımıza giriyor.
2022’deyiz. Son 14 yılda, Bitcoin dahil olmak üzere farklı kripto varlık kullanıcılarının sayısı 300 milyonu geçti. An itibarıyla, merkeziyetsiz teknolojilerin evrimleşmesini okumaya ve anlamaya çalışıyoruz. Nitekim kripto varlıkların günlük yaşamda benimsenmesi korkutucu ya da olağandışı bir şey değil. İnternet üzerinden her gün milyarlarca e-posta attığımız bir noktadayız. Dolayısıyla kripto varlıkların ve dolaylı olarak blokzincir teknolojisinin benimsenmesine dair bağlamı anlamamız kolay. Kripto varlık kullanıcılarının sayısı yılda %100'ün üzerinde bir oranda artıyor ki bu, internetin 1990'larda ve 2000'lerin başında gördüğü benimsenme oranının üstünde. Benimsenme oranının %63'e düşmesi durumunda bile, kripto para biriminin 2024 yılına kadar bir milyar kullanıcıya ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bu ne demek mi oluyor? Gezegendeki her sekiz kişiden biri, kriptoyla bir şekilde etkileşimde bulunacak veya onu kullanacak.
Kripto para kullanımını bir gösterge olarak alıyorum. Çünkü bu durum blokzincir, metaverse gibi merkeziyetsiz teknolojilerin nasıl daha da yaygınlaşacağına ve bu teknolojiler temel alınarak üretilecek yepyeni uygulamalar, iş modelleri, eğitim modelleri, ilişkilenme biçimlerini içeren Web3’ün gelişiminin sinyallerini veriyor.
Verinin kontrolünün Google, Facebook, Amazon gibi şirketlerin tekelinden bireylere ve topluluklara geçmesini ve içinde bulunduğumuz internet dönemini tanımlayan bir ifade olarak Web3; blokzincir, NFT, metaverse gibi merkeziyetsiz teknolojilerle mümkün oluyor. İnternetin kitlelere ulaşmaya başladığı 90’lardaki Web1 dönemi ve çılgınca verinin üretilmeye başlandığı, mantar gibi startup’ın türediği 2000’lerdeki Web2 dönemi de bugün Web3’nin insanları heyecanlandırdığı gibi heyecanlandırıyor; yeni sosyal işlevlere işaret ediyordu. İnternet o dönemdeki kullanıcılarına ‘özgürlük’, ‘savaşların sona ermesi’, 'eğitimin erişilebilir olması’, ‘finansın eşitlikçi dağılımında söz sahibi olma' gibi birçok konu üzerinden ilham veriyordu. İnsanlar o dönemde doğan startup’ların daha eşit ve özgür bir dünya yarattığında hem fikirdi. Web1 ve Web2 dönemindeki mevcut teknolojiler, tüm bu sosyal işlevlere katkı sağlamış ve heyecanla takip ettiğimiz startup’ları doğurmuş olsa da; bu startup’lar seneler içerisinde tüm sosyal işlevlere ters düşecek değerleri ve sistemleri baz alarak büyüdüler, gözlerimizin önünde.
Web3 dönemi merkeziyetsiz teknolojilere dayandığı için yeniden bir kırılma noktası yaratma potansiyeline sahip. Bireyleri, toplulukları, kurumları içten içe heyecanlandıran da bu potansiyeli. Bu dönemin gideceği yöne şekil verebilmek, kullanıcısı ve yaratıcısı olabilmekten, gelişimini doğru anlayabilmekten ve onu okuyabilmekten geçiyor. İnternet ve kripto paraların benimsenmesi karşılaştırma grafiği bize yanlış bir bağlam ifade etmiyorsa bu, merkeziyetsiz teknolojilerinin kitlesel olarak benimsenmesinin eşiğindeyiz demek oluyor. Söz konusu eşiği atlarken bu teknolojilerin felsefesini ve uygulamalarını anlamayı, basit ve anlaşılabilir bir şekilde paylaşmayı, herkesin bu sürecin parçası olabilmesini önemsiyoruz. Yeni toplumsal düzenleri, iş modellerini, ilişkilenme biçimlerini, adalet sistemlerini ve daha fazlasını birlikte hayal edebilmek, tasarlayabilmek, doğurabilmek ya da desteklemek için önemsiyoruz bunu.
*https://www.statista.com/statistics/456500/daily-number-of-e-mails-worldwide/)
**TCP/IP, (Transmission Control Protocol/Internet Protokol) ağ cihazlarını birbirlerine bağlamak ve internet üzerinden iletişim kurmak için kullanılan bir iletişim modelidir. TCP/IP iletişim modelinde bilgiler küçük paketlere bölünür ve küçük paketlere bölünen bilgiler aynı anda birçok farklı yol üzerinden ayrı ayrı gönderilir. Gönderilen bu bilgiler daha sonra alıcı uçta yeniden birleştirilir.