Odak: “NFT, Sadece Bir NFT Mi?”
Yazar: Derin Altan
Teknolojilerin getirdikleri genellikle sansasyonlarıyla ölçülüyor. Can sıkıcı olsa da, bu gerceği kabul etmemek mümkün değil.
Uzay yarışını örnek alalım. Uzay yarışı konusunda filmin en heyecanlı yerini, en başta gördük… Ay’da yürüdükten sonra, ISS’e gitmek gelmek pek bir ilgi çekmedi. İlgi çektiğini düşünüyorsanız, Ay’a ayak basmanın ne kadar ilgi çektiğini pek bir fark edememiş olabilirsiniz. GPS teknolojilerinden, uzaktan ateş ölçerlere kadar birçok buluş ve teknoloji işte bu uzay yarışındaki yaratımlardan ‘spin-off’ yaşadı. Ama çoğunluk uzaya giden o araçları konuştu, tartıştı.
Son zamanlarda, “Acaba NFT’ler de mi böyle?” diye soruyorum kendime. Cevap olarak, “NFT trade ediyorum.”, “NFT collector’ım.” gibi cümleler duyduğumda bir tık gülüyorum açıkçası kendi kendime. NFT en nihayetinde bir teknoloji.
Bu yazıda da biraz NFT’lerin diğer yüzünü, Cryptopunk’lardan veya Bored Ape’lerden daha farklı bir yüzünü, hatta müzik NFT’leri gibi henüz hayatımıza derinlemesine girmemiş yeniliklerinin ötesindeki yüzünü işlemek istedik. NFT’ler sessizce, fark edilmeden hayatımızda neleri değiştirebilecekse, onları…
NFT’leri şeffaf ve oldukça güvenli bir şekilde belirli bir veri setini başkasına devredilebilen ancak değiştirilemeyen bir mülkiyet kaydı olarak düşünelim. Üzerine farklı bilgiler girebilecek bir tapu kaydı gibi düşünebilirsin. Ama bu tapu kaydının basılı bir kağıt olarak veya bu verinin bir server’da tutulduğu bir dijital bilgi olarak değil, blokzincir üzerinde sana kayıtlı olarak kaldığını düşün. Bu taraftan bakınca NFT’lere sadece birer primat resmi olarak bakmak sınırlayıcı değil mi?
Üzerinde oldukça vakit ve kafa patlattığımız şu cümleye bir dönelim.
“NFT’leri şeffaf ve oldukça güvenli bir şekilde belirli bir veri setini başkasına devredilebilen ancak değiştirilemeyen bir mülkiyet kaydı olarak düşünelim.”
Buradaki her kelime kritik, ama bizim için şimdi önemli olanlar (i) bir veri seti, (ii) değiştirilemeyen, (iii) devredilebilen ve (iv) mülkiyet kaydı olması.
Herkesin kafasına göre değiştiremediği, hiçbir şekilde kopyalayamadığı, 0 ve 1’lerle dijital olarak bir çok şeyi temsil edebilecek esneklikte bir mülkiyet kaydının mümkün olduğunu söylüyoruz.
Konu sadece primat fotoğrafları değil!
Misal, dijital kimlik. Bunun kopyalanmasını veya herkesin kafasına göre değiştirmesini istemezsin. İhtiyaç olan tüm bilgilerin içinde olmasını yani metaverisi havuzunun kapsamlı olmasını istersin. Bunun bir mülkiyet kaydı olabilmesini, yani bir cüzdanda bulunabilmesini istersin. NFT çok güzel bir çözüm. ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ kitabını tavsiye ediyorum; Aziz Nesin’den. Biraz komik bir şekilde kimliğimizin bir devlet tarafından doğrulanmasının ve doğrulanmazsa hayatta büyük sorunlar yaşayacağımızın resmi gibi. NFT’ler bu ‘merkezi’ onay mekanizmasını farklı boyutlara taşıyabilir. En azından kapsamı ve hayatımızdaki yeri her gün artan dijital dünyada.
Tamam, dijital kimlik çok kolay bir örnek oldu. Ne de olsa dijital dünyadaki bir varlığı, yine dijital dünyanın kaynaklarıyla mülkiyetleştiriyoruz. E peki, en başta verdiğim örnek? Tapu kayıtları. Gayrimenkul. Dünyada gayrimenkulden daha eski, geleneksel ve fiziksel bir varlık yok. Ama bir gayrimenkulun mülkiyetinin NFT olarak kaydedilmesi ve saklanmasının önünde de çok fazla engel yok. Tabii ki bazı şeyler var. Mesela o gayrimenkulde değişiklikler olursa ne olacak (tahminen bir ‘tadil NFT’si çıkacak)? Tapuların değeri, o gayrimenkulun sınırları dahilinde bulunan devletin bir kamu otoritesi tarafından onaylanması. Bir de bunu çözmek lazım. Ama onun dışında ta-da! Tapularınızı Metamask’te ‘Tapularım’ cüzdanında saklamak mümkün.
Bu tavşan deliğine girdiysek, ABD’de konuşulan konulardan bir tanesi de ‘NFT Birth Certificate’ (NFT şeklinde doğum belgesi). Hani şu Obama’nın olmadığı iddia edilen ve ABD özelinde çokça patırtı koparan ama bizim çok da ne olduğunu anlamadığımız şey. ABD’de mühim bir şey bu. Hassas ve önemli bilgilerin güvenli bir şekilde saklanabilmesi ve değiştirilmemesi özellikleri NFT’leri bu doğum belgesi veya fiziksel dünyaya ait hassas kişiliksel ve sağlık verilerinin saklanmasını sağlıyor.
Gayrimenkul ve doğum belgesi gibi çok sağlam fiziksel şeyleri konuştuk ama patentler ve fikri mülkiyet? Bunu çok fazla deşmemize bile gerek yok. NFT’nin şu andaki en çok bilinen konseptinin zihinsel baloncuğunu bir tık üfleyerek genişletmeniz lafi. Sadece dijital çizim değil, ses veya video dosyaları olarak düşünün. Veya patenti düşünün.
Mevcut kullanımlarını biraz genişletmek derken zaten NFT’lerin oyun endüstrisinde nerelere ulaştığını, play-to-earn gibi oyun modellerinin kullanımını nasıl kolaylaştırdığını birlikte görüyoruz. Basitçe, bir oyunda kazandığını gaymet’ı, karakteri veya bir malı (item) başka bir oyunda çatır çutur kullanabiliyorsunuz. Acayip basit bir özetleme oldu, ancak ulaşılmaya çalışan amacı anlatmak için uygundur. “Sen neden bahsediyorsun kardeşim?” diyecek noktadaysan, Axie Infinity’ye göz atabilirsin.
Oyundan kazandığını derken, konser veya tiyatro bileti neden olmasın? Veya hatta uçak bileti. Güvenlik konusunda en paranoyak sektörlerden biri olan sivil havacılık sektörü, NFT’nin güvenlik fonksiyonu, değiştirilemez özelliği konusunda baya ilgili.
Bu konu uzar gider. Karbon kredilerinden, oylamalara, fiziksel sanat mülkiyetinden, bilimsel araştırmalara bir çok alanda NFT’lerin yer bulması mümkün. Bu konsepte ‘yeni bir teknoloji’ olarak bakınca bunlar göz önünde.
“Aman canım, bunu kim kullanır böyle.” diyebilirsin. Ancak hemen hemen her teknolojinin bir ‘kabul oranı’ var. O kabul oranını geçtiğinizde, teknolojinin ya genel tarafından kabul görmesi kolaylaşıyor. İnternette bunu defalarca, üst üste gördük, akıllı telefonlarda da. Böylece bir ‘teknolojiyi’ kabul ettikçe, örneğin NFT’leri farklı alanlarda kullanmaya başladıkça, belirli bir kabul oranını geçtiğinizde diğer tüm NFT kullanım alanları da hızlıca kullanıma geçebilir. İnsanlar tarafından kullanılmadıkça, bu yukarıda yazdığımız tüm imkanlar ‘ne güzel oldu ya’ hissinin ötesine gidemeyecek.
Ama olur gibi geliyor bana.