Odak: Tornado Cash ve İfade Özgürlüğü

Yazar: Utku Güven

 

Tornado Cash, Ethereum blokzincirinde çalışan bir gizlilik protokolü. Bu protokol, ‘kripto varlık blender’ı,’ olarak da bilinen, bir kripto varlık işlemi yaptığımızda bu işleme ilişkin menşe, varış yeri ve taraflar hakkındaki diğer verileri karıştırarak işlemlerin daha anonim olmasını sağlayan bir ‘araç’. Açık kod ile yazılmış ve herkesin kullanımına açık bir ‘araç’. 

Son üç senedir Ethereum blokzinciri üzerinde çalışan bir protokol olan Tornado Cash, 8 Ağustos 2022'de ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından, toplam 7 milyar Dolar’lık çeşitli kara para aklama işlemlerinde kullanılması nedeniyle yaptırıma tabi tutuldu. 

Bir ‘araç’ın, bir ‘protokol’ün kendisinin yaptırıma tabi olması, Tornado Cash hakkında alınan bu kararı, ABD’nin uyguladığı diğer ambargo ve yaptırımlardan oldukça farklı bir yere koyuyor.

Fonksiyonel Bir ‘Araç’ Olarak; Neden Tornado Cash?

Blokzincir üzerinde yaptığımız işlemlerin büyük çoğunluğu, kamuya açık bir ağ olduğundan herkes tarafından görülebiliyor ve izlenebiliyor. Her ne kadar adres bilgileri çoğunlukla bir isim ya da kişisel bilgi ile ilişkilendirilmiş olmasa da, bilinenin aksine kamuya açık yapısı dolayısıyla blokzincir işlemleri pek de gizli değil.

Herhangi bir sebepten yaptığınız işlemleri gizlemek ve herkese açık halde görünmesini engellemek istediğinizde, işte bu kripto varlık karıştırıcılarını yani blender’larını kullanmanız gerekiyor.

Tornado Cash de, Ethereum ağındaki özel işlemler için merkezi olmayan, açık kaynaklı bir protokol. Tornado Cash, kullanıcıların bir adrese ether veya ERC-20 jetonu yatırmasına ve başka bir adresten para çekmesine olanak tanıyan akıllı sözleşmeler dağıtıyor.

“Herhangi bir sebepten.” diyorum çünkü bu gizliliğe sahip olmak için herhangi bir suç işlemiş olmanıza ya da karıştırmak istediğiniz kripto varlıkları bir suç işleyerek edinmiş olmanıza gerek yok. Mesela yaptığınız bir projeden ya da freelance olarak çalıştığınız bir yerden aldığınız parayı daha sonra nasıl ve nerede harcandığının görünmemesini istemek en doğal hakkınız. ‘Hakkınız’ dedim çünkü bu gerçekten de anayasal bir hak. Özel yaşamın gizliliği hakkı. Anayasa, madde 20. 

Belki de bulunduğunuz yerdeki hükümetin çok da hoşuna gitmeyen bir derneğe bağışta bulunmak istiyorsunuz ve bunun görünmesini istemiyorsunuz. Örneğin Ethereum kurucusu Vitalik Buterin’in Ukrayna’ya bağış yaparken Tornado Cash’i kullandığını bir tweetinde belirtti:

Diğer taraftan, bu kripto varlık karıştırıcılarının yasa dışı yolla elde edilmiş varlıkların kaynaklarını gizlemek için kullanılmadığını söylemek doğru olmaz. OFAC’ın aldığı yaptırım kararı da, Kuzey Kore merkezli hacker grubu Lazarus’un çeşitli protokolleri hack’leyerek elde ettiği etherleri ‘aklamak’ için Tornado Cash protokolü kullandığına ilişkin iddiaların büyük rolü olduğu söyleniyor. 

Peki gizlilik sadece ‘suçluların’ ihtiyacı olan bir şey mi? Ya da suçlular herhangi bir aracı kullanıyor diye bu aracın toplu olarak yasaklanması ya da yaptırıma uğraması ne kadar doğru? Tornado Cash’e OFAC tarafından uygulanan yaptırım, nakit parayla yasa dışı silah ticareti yapılıyor diye nakit parayı yasaklamaya ya da hacker’lar interneti kullanıyor diye internetin tümünü yasaklamaya benziyor. 

Bu türden topyekün yasaklara Türkiye’de yaşayan insanlar olarak çok yabancı değiliz. 2014’te Youtube’un ya da 2017-2020 yılları arasında Wikipedia’nın kapatılması gibi. Youtube’da ya da Wikipedia’da yayınlanan bazı içeriklerden dolayı ‘ulusal güvenlik’ gerekçesiyle bu platformların tamamına erişimin engellenmesi. Tabi ki yasağa sebep olan içeriklerin de ‘yasa dışı’ ilan edilmesi başlı başına bir ifade özgürlüğü meselesi. 

Youtube ve Wikipedia yasaklarından farklı olarak, Tornado Cash’in yasa dışı faaliyetlerde kullanıldığına ilişkin elimizde tatmin edici kanıtlar var. Ancak bu yine de açık bir protokol olarak çalışan bir akıllı sözleşmenin doğrudan yaptırıma uğraması başlı başına bir ifade özgürlüğü sorunu olarak görülebilir. 

‘Kod’un kendisinin yasaklanması, yaptırıma uğraması ABD anayasasındaki ifade ve düşünce özgürlüğünü koruyan 1. maddesiyle de doğrudan ilişkili. ‘Kod’ yazmakla ifade özgürlüğünün ne ilgisi var diyebilirsiniz ancak ‘kod’un bir ifade biçimi olduğunu 1995 yılında Bernstein v. United States davasında Anayasa Mahkemesi tarafından da karar altına alındı. 

Herhangi bir araç, bir kod, suçlular tarafından kullanılıyor diye, kodu yazanların ve kodun kendisinin yaptırıma uğraması ifade özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği açısından çok tehlikeli bir kapı aralıyor. Kripto varlık, web3 alanındaki gizliliğimizin ve özgürlüğümüzün, hatta daha geniş anlamda hayatın her alanında gizliliğimizi ve özgürlüğümüzü tehlikeye atacak bir yoldan bahsediyoruz. 

Ancak kripto varlık ve blokzincir teknolojileri hakkında savunuculuk yapan Coin Center, yaptırım kararını oldukça ciddiye aldıklarını ve kişisel özgürlüklere bir saldırı olduğu düşündüklerini ve karara karşı yasal yollara da başvuracaklarını belirtti. 

"Yaptırım uygulanan belirli bir kötü aktör değil. Çevrimiçi işlem yaparken kendi mahremiyetlerini korumak için bu otomatik aracı kullanmak isteyebilecek olan ve herhangi bir yasal işlem yapılmadan özgürlükleri kısıtlanan tüm Amerikalılar.” 

Coin Center Direktörü Jerry Brito ve Araştırma Direktörü Peter Van Valkenburgh, bununla birlikte dijital dünyada bireylerin ifade özgürlüğünü ve gizlilik hakkını korumak  için 1990 yılında kurulmuş The Electronic Frontier Foundation’da durumla ilgili oldukça endişe duyduklarını; ‘kod’un, ‘first amendment’ altında korunduğunu belirtti.

Yani aslında mücadele web3 alanında gizlilik ve ifade özgürlüğü için yeni başlıyor olabilir. 


Previous
Previous

Odak: Nedir Bu .eth Furyası? | ENS Domain

Next
Next

Odak: Kripto Hack'lerinin Kısa Tarihi